Geleceğimize yapacağımız en büyük yatırım, yarınlarımızı emanet edeceğimiz bugünün çocuklarına vereceğimiz iyi bir “EĞİTİM”dir. Eğitim ise çocuklara öğrenme hızının en yüksek olduğu ve beynin çalışma biçiminin oluştuğu 0-6 yaş arası dönemde verilmeye başlanmalıdır. Çünkü bu dönemde “BEDENEN-RUHEN ve ZİHNEN” gelişimi destekleyen eğitimler; ileride daha sağlıklı, daha özgüvenli, daha yaratıcı, daha sosyal ve mutlu bir nesil için temelleri oluştururlar. Okul öncesi eğitim alan çocukların gelecekte “BAŞARILI” olma olasılıkları eğitim almayan çocuklara oranla daha yüksektir. Bu, doğumdan ölüme kadar olan “KİŞİSEL GELİŞİM” sürecinin başlangıç noktasıdır. Bu yüzden, eğitim verilmesi kadar verilen eğitimin “KALİTELİ” olması da çok önemlidir, kalitenin temelini ise en başta “SEVGİ” oluşturur.
Bu bakış açısıyla ikiz oğullarım MERT & BERK’i emanet ettiğim “HARİKALAR DÜNYASI ANAOKULU”nun Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde düzenlediği dönem sonu gösterisinde, Kurum Sahibi Sn. Şafak Hayırlıoğlu’nun “HARİKA ÇOCUKLARIN ANNE ve BABALARI”na yaptığı duygulu konuşmasını paylaşmak isterim.

“Biz bir üretim fabrikası değiliz, olsaydık yanlış yaptığımız ürünleri defolu diye ayırıp yeniden üretirdik… Biz bir masa başı çalışan memur da değiliz, olsaydık hatalı hazırladığımız evrakları atıp yeniden düzenlerdik… Bizim malzememiz “ÇOCUK”! Bizim malzememiz çocuk olduğu için biz hata yapamayız, bize emanet edildikleri için hata yapamayız, annelerin görevini devraldığımız için hata yapamayız… Buna karşılık çocuklarımızın bizden beklediği tek şey ise “İLGİ”, çünkü ilgi görmek onlara sevildiklerini hissettiriyor. Ama bunu sadece bizden değil, siz anne ve babalardan da bekliyorlar. Onlar için zaman ayırdığınızı ve bunun için gayret gösterdiğinizi görmek istiyorlar…
Bununla ilgili ise yaşanmış küçük bir hikaye sanırım herşeyi özetliyor.
Bir gün bir baba işten eve dönerken 4 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken bulmuş. Çocuk babasının boynuna atlamış ve 1 saatte kaç para kazandığını sormuş. Babası neden sorduğunu anlamamış ama 1 saatte 10 lira kazandığını söylemiş. Çocukta bunun üzerine 5 lira borç istemiş ve kumbarasında biriktirdiği bozukluklarla birlikte “Baba al bak tam 10 lira, benimle 1 saat geçirirmisin?” demiş…”